İçeriğe geç

Damak yarılması neden olur ?

Damak Yarılması Neden Olur? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Açısından Bir Bakış

Giriş: Sokakta Gözlemler ve Damak Yarılması

İstanbul’un kalabalık sokaklarında, her gün milyonlarca insan birbirine geçişken bir hayat sürerken, bazen çok belirgin olmayan durumlar bile büyük anlamlar taşıyabiliyor. Bir sabah otobüste, genç bir kadının ve yanında yürüyen çocuğunun gözlerindeki derin korkuyu fark ettim. Kadın, bacaklarına kadar uzanmış eski bir çantayı sıkıca tutarken, çocuğunun korkulu bakışları arasında ona sıkıca sarılıyordu. Kadın, toplumsal baskıların ve çevresindeki insanların olumsuz yorumlarının hedefi oluyordu. O an, bu kadının hayatında yaşadığı zorlukları düşündüm ve zihnimde bir bağlantı kurdum: Toplumda dışlanmışlık, engeller, hatta fiziksel farklılıklar; bunlar bazen sadece görsel bir yara değil, ruhsal bir “damak yarılması”na dönüşebiliyor.

Damak yarılması, doğuştan gelen bir tıbbi durum olarak, bir bebeğin üst damağındaki açılma sonucu oluşur. Ama bu tıbbi durumu daha geniş bir çerçevede düşündüğümüzde, sadece fiziksel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda toplumsal bağlamda çeşitlilik, eşitsizlik ve dışlanmışlıkla bağlantılı daha derin bir simgeye dönüşür. Peki, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet ışığında, damak yarılması neden olur?

Toplumsal Cinsiyet ve Dışlanmışlık

Damak yarılması sadece fiziksel bir sağlık sorunu olmanın ötesinde, toplumsal cinsiyet ve cinsiyet kimliği bağlamında da önemli bir yer tutar. Türkiye’de özellikle kadınlar, toplumsal normlar ve estetik beklentiler doğrultusunda “mükemmel” olmaya zorlanır. Ancak, damak yarığına sahip çocuklar ve bireyler, fiziksel farklılıkları nedeniyle toplum tarafından dışlanabilirler. Kadınların da genellikle güzellik, fiziksel mükemmeliyet ve “kabul edilebilir” görünüş standartları üzerinde baskı hissettikleri bir dünyada, damak yarıklığı gibi fizyolojik farklılıklar, daha fazla dışlanmaya neden olabilir.

Bir gün, okuldan çıkarken genç bir kadının ağlamaklı haliyle otobüse bindiğini gördüm. “Damak yarığı olan bir çocuğun annesi” olduğunu söyleyen kadının bakışları, yıllarca toplumun estetik, “mükemmel” bireyler yaratma baskısına nasıl sıkışıp kaldığını anlatıyordu. “Çocuğum çok zor durumda,” diyordu. Toplumda görülen bu dışlanmışlık, çoğu zaman farkında bile olmadığımız derin bir travmaya yol açabiliyor. Toplumsal cinsiyet normları gereği, kadınlar ve çocuklar özellikle estetik ve fiziksel açıdan “kabul edilebilir” olma çabası gösterirken, damak yarığı gibi durumlar, bu baskıların daha da derinleşmesine neden olabiliyor.

Çeşitlilik ve Toplumsal Kabul

Toplumsal çeşitlilik, farklılıkları anlamak, kabul etmek ve bu farklılıklar üzerinden empati kurmak demektir. Damak yarıklığı olan bireyler, sosyal hayatta karşılaştıkları engelleri çoğunlukla bedenlerine yüklenen bir “farklılık” olarak deneyimlerler. Bir defasında, iş yerinde yaptığımız bir farkındalık çalışmasında, bir arkadaşımın damak yarıklı bir birey olarak yaşadığı zorluklardan bahsederken gözleri doldu. “Okulda ben çok dışlandım,” dedi. “Çocuklar çok güldü. Ama sonra büyüdüm, fark ettim ki onlar aslında benim gibi değil, ben onlar gibi olmamı bekliyorlardı.”

Bu gözlemler, toplumda çeşitliliğe duyulan ihtiyacın ne kadar önemli olduğunu bana hatırlattı. Damak yarıklığı gibi doğuştan gelen bir fark, insanların birbirine daha farklı gözlerle bakmasına neden olabiliyor. Toplum, bedenin normlarına uymayan her şeye soğuk kalabiliyor. Oysa çeşitlilik, sadece biyolojik değil, aynı zamanda bireysel deneyimlerin, kimliklerin ve yaşam tarzlarının bir yansımasıdır. Çeşitliliğe değer veren bir toplumda, damak yarığı gibi fiziksel farklar, aslında zenginlik olarak görülmelidir.

Sosyal Adalet ve Eşitsizlik

Sosyal adalet açısından, damak yarıklığı gibi tıbbi durumları olan bireylerin karşılaştığı eşitsizlikler göz ardı edilemez. Sağlık hizmetlerine erişim, estetik cerrahi gereksinimlerine ulaşma, psikolojik destek ve sosyal kabul gibi faktörler, toplumda eşitsiz bir biçimde dağılmaktadır. İstanbul’da, sokakta gördüğüm bazı bireylerin gözlerinde bu eşitsizliği görmek zor değil. Birçok kişi, tıbbi yardım almak için uzun süre beklemek zorunda kalırken, bazıları ise kendi hayatlarını daha kolay sürdürebilmek adına daha derin yaralarla baş etmek zorunda kalıyor.

Bir gün, metroda tanık olduğum bir olayda, bir adamın kızı damak yarıklığına sahip olduğu için çok daha sıkıntılı günler geçiriyordu. Adam, çocuğunun yaşadığı zorlukları dile getirirken, aslında ona çok basit bir hayat beklentisi sunduğunu belirtti. Ancak toplumun bu bireye vereceği tepki, onun her zaman “farklı” olmasına neden oluyordu. Sosyal adalet, sadece ekonomik değil, aynı zamanda fiziksel engelleri ve dışlanmışlık durumlarını da göz önünde bulundurmalı.

Sonuç: Farkındalık ve Empati

Damak yarıklığı gibi sağlık sorunları, sadece tıbbi bir konu olmaktan öte, toplumsal yapımızın ne kadar dışlayıcı olduğunu gösteren bir işaret olabilir. Bu yazının amacı, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet bağlamında, bu tür sağlık sorunları yaşayan bireylerin karşılaştığı zorlukları daha derinlemesine incelemektir. Her birey, dışarıda gördüğümüz farklılıklara göre değil, kendi hikayelerine göre değer bulmalıdır. Toplumda daha çok empati, anlayış ve farkındalık oluşturmak, damak yarıklığı gibi durumların getirdiği eşitsizliklerin önüne geçebilir.

Her bireyin sahip olduğu hikaye, toplumun bize sunduğu kalıplardan bağımsızdır. Düşüncelerimizi değiştirerek, daha adil, daha kapsayıcı ve empatik bir dünya inşa edebiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort bonus veren siteler
Sitemap
ilbetsplash