Masanın Ayağı Yan Anlam mı? Ezberi Bozmanın Tam Zamanı
Bir gerçeği en baştan söyleyeyim: “Masanın ayağı yan anlamdır” deyip geçmek konuyu fena halde basitleştiriyor. Evet, okuldaki şıklar çoğu zaman böyle işaretlenir; ama dil, test mantığından çok daha inatçı ve çok katmanlıdır. Bu yazı, “Masanın ayağı yan anlam mı?” sorusunu ezberin dışına taşıyıp, tartışmalı noktalarıyla masaya yatırmak için yazıldı. Rahatınızı bozabilir; bırakın bozsun.
Müfredatın Kısa Yolu: Neden “Yan Anlam” Deniyor?
Okul kitaplarının mantığı şudur: “Ayak” sözcüğü önce insan/yaşayan varlıkların uzvu için “temel anlamda” kullanılır. Daha sonra, biçimsel/işlevsel benzerlik sebebiyle masa, sandalye, sehpa gibi nesnelerin dikey taşıyıcı parçalarına da “ayak” denir. “Benzerlik” üzerinden gerçekleşen bu anlam kayması, programlarda yan anlam kategorisine yerleştirilir. Ölçme-değerlendirme açısından bu harika bir kestirme yoldur; tek bir doğru, tek bir kutucuk.
Ama sorun şu: Dil, kestirmeleri uzun vadede sevmez. Kullanım çeşitlendikçe sınırlar bulanıklaşır.
Teşhisi Derinleştirelim: Yan Anlam mı, Metafor mu, Metonimi mi?
“Yan anlam” bir şemsiye gibi davranır; fakat anlam genişlemesinin mekanizmasını açıklamaz. “Masanın ayağı” örneğinde en az üç açıklama rekabet halindedir:
1. Metaforik uzantı (benzerlik): İnsan bedeninden alınan bir kavramın, “dik durma/taşıma” şemasını nesnelere aktarması. (İngilizce table leg, Fransızca pied de table… Diller arası paralellik boşuna değil.)
2. Metonimi (ad aktarması): Bütünü taşıyan/yerle temas eden kısma, işlevi üzerinden ad verme. Burada “ayak”, “taşıyıcı unsur” rolünü devralır.
3. Çok anlamlılık (polysemy): “Ayak”ın sözlükte ağaca, müteahhitliğe (inşaat ayağı), müziğe (usûl/ritm ayağı) kadar genişleyen bir ağ içinde farklı düğümler kazanması.
Tek cümleyle “yan anlam” demek, bu mekanizmaların hepsini aynı kaba döküyor. Teşhis yetersizse, tartışma da yetersiz kalır.
“Masanın Ayağı Yan Anlam mı?” Sorusu Neden Tartışmalı?
Çünkü bu soru aslında “Dilde anlam nasıl hareket eder?” sorusunun kısaltması. Benzerlik mi ağır basar, işlev mi? Kullandığımız bağlam mı belirleyici, yoksa sözlüğün tanımı mı? Sınavda tek bir anahtar vardır; gerçek dilde anahtar sayısı çoktur.
Bağlamsal direnç: “Masanın ayağı kırıldı” cümlesinde kimse “insan ayağı”nı düşünmez. Demek ki bağlam, anlamı anında sabitliyor.
Şebeke etkisi: “Ayaklı sehpa, üç ayaklı tripod, ayağı sağlam argüman” derken soyut ve somut alanlar birbirine sızıyor. Bu, metafor/metonimi şebekesidir.
Kültürlerarası tutarlılık: Birçok dilde “ayak/leg” ile mobilya parçası aynı kelimeyle karşılanır. Bu, bilişsel bir haritanın (bedenden nesneye) ortak insan deneyimi üzerinden kurulduğunu gösterir.
Polemik Zamanı: Ezberi Savunanlara Sorular
– Eğer “yan anlam” tek doğruysa, metaforun payı nerede başlar, nerede biter?
– “Ayak” kelimesinin “müzik ayağı” ya da “projenin finans ayağı” gibi soyut kullanımlarını da yan anlam mı sayacağız; yoksa burada metaforik şema devreye giriyor mu?
– Sözlükçe sınıflama mı belirleyici olmalı, yoksa kullanım sıklığı ve bağlamsal uyum mu?
Bu soruların net bir cevabı olmayabilir; ama iyi bir tartışmanın kalbi de buradadır.
Eleştiri: Tek Kutucuklu Doğru, Çok Katmanlı Yanlışlar Üretiyor
Eğitimde tek seçenekli doğrular, öğrenciyi düşünme zahmetinden kurtarır; fakat dilsel farkındalığı köreltir. “Yan anlam” etiketini yapıştırıp çıkınca, metaforik düşünmenin (zihnin en güçlü araçlarından biri) payını görünmez kılarız. “Masanın ayağı” gibi masum duran bir örnek, aslında zihnin beden şemalarını nesnelere, hatta soyut fikirlere nasıl ödünç verdiğini ortaya serer. Bunu görmezden gelmek, kavrama gücümüzü küçültmektir.
Karşı Argümanları Ciddiye Alalım
Elbette pratik bir ihtiyaç var: Sınav yapacaksınız, ölçülebilir bir şeye ihtiyacınız olacak. O yüzden “yan anlam” makul bir etiket. Ama etiketi teşhistir diye kutsarsak, dile haksızlık ederiz. Çözüm nedir? Katmanlı öğretim: Temel düzeyde “yan anlam”ı ver, sonra ilerleyen aşamada metafor/metonimi farkını, bilişsel şemaları ve kullanıma dayalı yaklaşımları tanıt. Yani önce koltuk değneği, sonra yürüyüş.
Uygulamalı Bakış: Cümleleri Çatıştıralım
– “Masanın ayağı yamuldu.” → Nesneye beden şeması aktarımı, bağlamla sabitlenen anlam.
– “Bu projenin finans ayağı eksik.” → Soyut alana metaforik genişleme; ad aktarması katkısı.
– “Üç ayaklı mantık” (trilemma) → Modelleme metaforu; yapı-işlev izdivacı.
Gördüğünüz gibi, aynı kelime farklı bağlamlarda farklı bilişsel köprülerle çalışıyor. Hepsini “yan anlam”a indirgemek, farkı silmek demek.
Son Söz: Ezberi Bırak, Soruyu Büyüt
“Masanın ayağı yan anlam mı?” sorusuna benim cevabım: Eğitimde evet, dilin gerçek hayatında “evet ama yetmez.” Daha dürüst bir şema şöyle: Temel anlam → yan anlam (yakın genişleme) → metaforik/metonimik ağ (geniş alan). Biz bu ağın tamamına bakmadıkça, dili değil, testi konuşmuş oluruz.
Şimdi top sizde:
Sizce “masanın ayağı”nı hangi mekanizma daha iyi açıklar: metafor mu, metonimi mi, yoksa ikisinin ortak alanı mı?
Sözlükteki etiket mi, yoksa gerçek kullanım mı daha ikna edici?
Kendi dil deneyiminizde, tek bir kelimenin kaç farklı köprü kurduğunu görüyorsunuz?
Yorumlara yazın; kutucukları değil, katmanları konuşalım. Çünkü dil, kolaylaştırılmış cevaplara değil, derinlemesine tartışmaya aç.